Pırlanta Güvencesi
Certified Diamond, sahip olduğunuz Koçak pırlantaların kalite ve orijinalliğini güvence altına alır. Siz de pırlantanıza özel Certified Diamond kodunu kullanarak web sitemizden dilediğiniz an eşleşme kontrolü yapabilirsiniz.
Elmas milyarlarca yıl önce oluşan dünya gezegeniyle beraber günümüze dek ulaşan en nadir taşlardandır. Gezegen içerisinde bulunan derin çukurlardan yeryüzüne ulaşan çok az miktarda elmas vardır. Dünya üzerinde bulunan elmasların sadece %50’si günümüz elmas piyasasında satılabilecek durumdadır.
Binlerce yıl önce elmaslar Hindistan’ın güneyindeki nehir kıyılarında bulunmuştur. Yüzlerce yıl Hindistan, elmas üretimi olarak dünyada lider konumdaydı. Daha sonra Brezilya, Güney Afrika, Venezuela, Rusya ve Avustralya’da elmas keşfedilmeye başlandı. Günümüzde elmas üretimi açısından lider konumda olan Güney Afrika, dünyada bulunan en büyük elmasların da kaynağıdır. Bu yüzden, bu bölgede etkinliğini sürdüren İngiliz elmas şirketleri, elmas endüstrisinde belirleyici roldedirler.
Sağlam bir mineral yapıya sahip olması nedeniyle aksesuar haricinde birçok önemli alanda da kullanılmaktadırlar. Elmasların, az oranda bulunmasının yanı sıra yıllar boyunca değişen kullanım amaçları da değerini yükseltmiştir.
Elmas’ın tüm parlaklığıyla gözleri kamaştırmasına sebep olan elmas kesimi ilk defa 1400’lü yıllarda yapılmıştır. Elmas madenciliğinin yanında elmas zanaatkarlığının daha çok önem kazanması beraberinde değişimi getirdi. Elmas’ın bu değişimi yüzlerce yıl elmas üzerinde hakimiyeti olan Hint elmas devrinin sona ermesine sebep oldu.
1800’lü yıllardan sonra Güney Afrika’da bulunan büyük elmas madenleri ve gelişen teknolojiyle birlikte 1 milyon karatın altındaki elmas üretimi 100 milyon karatın üstüne çıkmıştır. Renkli değerli taşların sıkça kullanıldığı bu zamanlarda elmas herkesin tercih ettiği pırlanta haline gelmiştir.
15.yüzyıla kadar, gücün ve cesaretin sembolü olarak görülen elmasların, sadece krallar ve imparatorlar tarafından takılmasına izin veriliyordu. Yıllar geçtikte elmas, aşkın ve sevginin nihai sembolü olarak görülmeye başlandı.
Diamond (elmas) kelimesi, Yunanca fethedilemez anlamına gelen ‘’adamas’’ kelimesinden türetilmiştir. Savaş sırasında kişiye güç ve cesaret getirdiğine inanıldığı için zırhların üzerine giyiliyordu. Yunanlılara göre elmas, sevgiyi sonsuza kadar sürdürecek parlak bir alevi ifade ediyor. ‘’Vena Amoris’’ olarak da bilinen, kalbe direkt giden damara sahip olan sol el yüzük parmağı bu açıdan elmas yüzükle manevi açıdan bağlıdır. Aynı zamanda Yunanlılar, elmasların tanrıların göz yaşı olduğuna da inanmaktadırlar.
Her ne kadar yapı itibarıyla birbirlerine benzeseler de bütün elmaslar görüntü olarak birbirinden farklıdır. Yüzyıllar önce bulunun yüksek karatlı elmaslar, kendi hikayelerine uygun isimleriyle bir karakter kazanmışlardır. Bize en yakın olan ve sürekli duyduğumuz kaşıkçı elmasının günümüze kadar ulaşırkenki hikayesi karakterini oluşturmuştur.